Sayfalar

Bu blog'da gerçekler ve bakış açıları sorgulanır...

20 Nisan 2009 Pazartesi

Tanrılar Kan Sever"KURBAN"(Part 1)

Rahipler ve rahip adayları çıplak dans ediyorlar.Müzik ise özel seçilmiş bir grup rahip tarafından tef,ziller ve cymbal ile yapılıyormuş.Mistik,esrarengiz ve büyüleyici…Ayinlerde bu müzik ile cuş ü huruş’a(kendinden geçme)gelen rahip adayları bıçağı kapıyor ve penislerini kökünden kesiyorlarmış.Asıl en çarpıcı yan bu kesik uzuvların toprağa gömülmesi …

Kurban etiymiş,fakire yardımmış…Palavra.Tanrılar aslında kan peşinde,yani Can peşinde.Ama canın bıçakla çıkarılması,kan dökülmesi baş koşul.

Bence,Kurban’ı tanrılar istediği kadar biz insanlarda istiyoruz.Çekiçi geliyor bize bu konu.Belkide çocukluğumuzda bilinç altımıza masallar ile doldurulduğundan…


Andersen masallarında öldürmek için çocuk arayan ne çok cadı vardır,ayrıca büyücü kraliçe Pamuk Prensesi neden Avcıya öldürtüp,kalbinin kesilip getirilmesini istemişti?Kurban ederek can alma sırasında ortaya bir enerji çıktığına inanan Batılı büyücüler adı geçen enerjinin tarafsız olduğuna ve niyet ile yönlendirilebileceğinede inanıyorlardı.Onlar bu enerjiye gerek duyduklarını efendice kabul ederler.Peki ya Tanrılar;birkaç baba yiğit tanrı dışında bunu kabul eden çıkmamıştır…
İÖ.1300 tarihli tabletlerde(Kumarbi Destanı) su tanrısı Ea,insanlığı yok etmek isteyen baştanrıya şöyle seslenir;”Niçin yok edecekmişiz insanlığı?İnsanlar kurban kesmiyormu Tanrılara?İnsanlığı yok ederseniz kimse kalmaz tanrılara adak adayacak,hiç kimse kurban ekmeği sunmaz ve saçmaz sunuları” .Zaten neredeyse tüm mitolojilerde baştanrıların insanlığı yok etmeye çalışmaları ama ardından kendilerine sunulan kurbanlar ile yatışmaları meşhurdur.

Zeus kimbilir kaç soy yaratmış;sonunda yaptığını kendide beğenmemiş ve bu soyları büyük seller ile yok etmiştir.Zeus’un son tufanından kurtulan tek insan Deukalion ve karısı karaya çıkınca tanrının hışmından ancak kestikleri bir kurban ile kurtulabilmişlerdir…Bu tufan miti aynen Sümer’lerde de vardır.Yanlız kurtulan adamın adı Deukalion değil de Ziusudra’dır;”Ve Utu (güneş tanrı),kahraman ışınlarını geminin içine soktu,Kral Ziusudra,o zaman ,Utu’nun önünde yerlere kapandı,kral ona bir sığır kurban etti ve bir koyun öldürdü”(Nippur koleksiyonu).
İşin garibi aynı öykü Tevrat’ta da yer alır.İnsanlardan hoşnut olmayan Rab AllahTekvin bölümü 6:17 de”Ve ben,işte ben,kendisine hayat nefesi olan bütün beşeri yok etmek için yeryüzü üzerine sular tufanı getiriyorum;yeryüzünde olanların hepsi ölecektir” der ve dediklerini aynen yapar.Rab Allah insanlığı ancak kurtulan tek kişi olan Nuh prygamber “her temiz hayvandan ve kuştan”birer kurban verince affetmiş(8:20) ve “Artık yaşayan şeyi,ettiğim gibi,tekrar vurmayacağım”demiştir(8:21)

Kurban işlevi çeşitli amaçlarla yapılmış bin yıllar boyunca.Bu amaçlardan bazıları ise bayağı ilginç.Mesela Asur’da ve eski Yunan’da kurbanın kehanet amacı ile yaygın olarak kullanıldığı bilinmekte.Anabasis adlı eserde 6.kitap 4/19 da:”Mutlaka bir çıkış hareketi yapmak gerekiyordu.Bu amaçla kurban kesilip tören üç kez tekrarlandı.Ama kurban falları hep elverişsiz çıktı”der.(Düşmana saldırmak için).Önemli kararları kurban verdiği için baş komutan olmak kolay olsa gerek Yunan ordusunda.Oysa enteresandır Baş komutanlarda zaman,zaman ayni yöntemle seçiliyormuş.Aynı kitapta komutan Kleandros2un baş komutan olmasına kurban falının mani olduğu da yazılıdır.Tüm orduarzulamaktadır Kleandros’un başkomutan olmasını.Bu nedenle zavallı adam evet yanıtını alabilmek için,bu kez üç defa değil tam üç gün kurban keser,elverişli belirtiler elde edemez ve vaz geçer.(6.bölüm).

İnsan oğlunun tanrıların yardımını sağlamak için kurban kesmesinin tarihi çok eski çağlara dayanıyor.Sümer’lerin Gılgamış destanında Kral Gılgamış yeraltına inmeden önce Güneş tanrısının yardımını sağlamak için kurban keser:”Gılgamış bembeyaz bir oğlak kesti,göğsüne kahverengi bir oğlak,bir sunu sıkıştırdı…Göksel Utu’ya dediki”Ey Utu,ülkeye gitmek isterim,müttefikim ol”.
“ İlyada 1/40”da ise Apollo rahibi Khryses’in tanrıya ettiği dua ilginçtir.Komutanlardan biri adamı iyice kızdırmıştır.Khryses Apollo’ya dua eder ve önceden yaptığı yatırımları hatırlatır.”Ey Apollo,dinle beni,bir gün sana yakışır bir tapınak yaptıysam,boğaları keçileri kurban edip yağlı butlarını yaktıysam senin uğruna;şu dileğimi tez elden yerine getiriver”.Apollo bu anımsatmadan sonra Yunan ordusuna günlerce Veba okları yollar,askerler salgından kırılır.Komutan Achileus(Aşil) şaşkındır,neler olduğunu anlamamaktadır bir türlü. 65.Bölüm:”Gelin bir biliciye soralım,o söylesin Apollo’nun bu büyük öfkesi niye?Adakmı yakmadık,100’lük kurbanlarmı kesmedik?”(Bundan sonra olanlar zaten İlyada destanının konusu,olayın sonunu merak edenler bi zahmet okuyuversin bu müthiş destanı,inanın batılılar bile ezbere biliyorlar yahu.Sonra anlatılanlar ve kişiler gerçek).

Bu Yunanlılar zaten bir alem.Pers’ler Atina’ya saldırıp,ülkeyi ele geçirmek üzereyken bile kurbandan medet ummuşlar.Anabasis 3.kitap 11/12:Tam yenilmek üzereyken Yunanlı’ların Artemis’e öldürecekleri düşman sayısı kadar keçi adadıkları yazılı.Adamasına adarlarda,bir sonuç alamazlar.Pers ordusu ilerlemektedir.Son çare (son pazarlıkmı demek lazım) bu adaklarına ek olarak her yıl 500 keçi kurban edeceklerini eklerler(.Gariptirki Pers’ler birden yenilir)

İnsanoğlunda kurban kestiğinde tanrı ile arasında olan o aşılması güç uçurum biraz kapanıyormuş gibi bir kanı var.Satanist’lerde bile…Onlarda karanlıklar efendisini çağırmak için ayın üçüncü günü,saat geceyarısı on iki bir arası,ıssız veya terk edilmiş bir yerde yaparlarmış ayinlerini.Boynuna mine çiçeğinden örülmüş yeşil bir kurdele ile bağlı bir çelenk geçirip bir keçiyi kurban ederler,etinide yakarlarmış.Bu yakma işi Müslüman’lara yabancı olsada başka inanışlarda hayli yaygın.
Ovideus Metamorfoz adlı yapıtında Akhileus’un verdiği bir bir şöleni anlatır:”Yaklaşmış bayram günü,Athena’ya adanan boğazlanmış boğanın kanı ile,Adağın kutsal bölümlerini ocağa koyup,yanan etlerin kokusu havaya yayıldığında,sevgili tanrılar içindi bir bölümü”.Kurbanın etini yakmanın gerisinde yayılan dumanla kurbanın ruhunun göğe çıkıp,tanrıya ulaştığı düşüncesi yatar.İlk başta saçma gibi görünen bu inanç aslında sanıldığı kadar anlamsız olmayabilir,Çünkü Tevrat tekvin bölümünde aynı bilgi vardır.Tufandan kurtulup karaya çıkan Nuh peygamber hayvanları kurban etmekle kalmaz,üstüne üstlük etleri yakarda.Rabbin ise insanlığı ancak kurban etlerinin “hoş kokusunu koklayıp”affettiği yazılıdır 8:21’de.

Kurbanlar çeşit,çeşit olabiliyor.Yanlız koyun,keçi veya insan değil.O esnada kan aktığı için ilkel kavimlerde bakireyle sevişirken akan kan tanrıya adanırdı.Çağımızda bu çeşit kurban genelde Satanist’lerde var.Bakireyi kurban edende tarikatin lideri.Asıl amacını Şeytan kılığına girip izale ediyor.Ninja’lar parmak kurban ederler,Ünlü büyücü Rollo Ahmet’de kendisine maji yaptırmaya gelenlere,sonucu daha keskinleştirebilmek için parmaklarını kurban etmelerini teklif edermiş.Dahada ilginci saç kurbanı var.Yine İlliyada ve.Odysseia 24:45 de de örneğine bir dolu rastlanıyor. Akhileus’un ölümü ile askerlerin saçlarını tanrılara adamak için kestikleri yazılır.Zaten Akhileus’un ölümünede bu saç kurbanı meselesi neden olmuştur.Komutanın saçları babası kral Peleus tatafından Tselyada Sperkheios ırmağına savaştan sağ dönmesi için adanmıştır.Bu sebepten savaşın sürdüğü dokuz yıl boyunca gür sarı saçları hiç kesilmez.Ama sevgilisi Patroklos ölünce kahramanımız saçlarını onun ruhuna adar ve keser(23:145).Belkide bu yüzden baba toprağına sağ dönemez Akhileus.Bu garip saç kurbanının anlam kazanmış bir halinin İslam’da da var olduğunu duyunca şaşırmayın.Adı da Akika.Bir bebek doğduktan yedi gün sonra saçları ve bir kurbanlık hayvan Allah adına kesiliyor ve saçlar tartılıp ağırlığınca altın fakirlere dağıtılıyor.Bu aslında İslam öncesine ait bir gelenekmiş ama peygamberce uygulanmaya devam etmesine izin verilmiş.Anlattığım garip kurban objelerinden birine daha önceki bir yazımda değinmiştim.Penis:Özelliklede Anadolunun o meşhur ana tanrıçası Kybele adına yapılırmış bu tören.Mistik,esrarengiz ve büyüleyici olduğu bir çok kitapta yazılı.Ayinlerde çalan müzikle zevke gelen rahipler bıçağı kapıp penislerini kökünden kestikten sonra toprağa gömüyorlarmış.Bu toprağa gömme işlevi ise Toprak ana ile özdeşleştirilmiş olan Kybele ile çiftleşmek.Böylece gelecek bahar için toprağı gebe bıraktıklarına ve bereketlendirdiklerine inanıyorlarmış.Zaten Kybele’nin genç sevgilisi Attis’de penisini kesip toprağa gömmüş.Kybele’nin aynı zamanda Amazon’ların tanrıçası olduğunuda bilmem söylemeye gerek varmı?

Bu ayin beklide sünnet’in ilk haliSünnet sırasındada kesilen parça toprağa gömülmezmi?
Allahın emri ile ilk sünnet olan peygamber Hz.İbrahim’in İÖ:1263 de doğduğu kabul ediliyor.Kybele tapımının yaşıda ortalama aynı.Belki biraz daha eski.Hz.İbrahim Filistin’de,Kybele Anadolu’da.Bu geleneğin aslında Mısır’da da olduğundan Heredot’un bazı yazılarında söz ediliyor.Çeşitli halklar bu geleneği Mısır’dan almış olsada aslında kaynağı çok daha eskilere uzanıyor.Hicret İS:622 yani sünnetin kaynağı İslam öncesine dayanıyor.Bu nedenle insanlığı Penis kurbanından ayırmak için Tanrıca emredilen bir işlev olduğunu düşünmek için yeterli kanıt var.Çünkü sünnet’de bir ayin.Toplanılıp dua okunmuyormu?Tek fark tümü değilde ucu kesiliyor Tanrıça’ya değilde Tanrı’ya…
.(burada bazı arkadaşlar herkezin bildiği sünnet’in hikmetlerinden dem vurup lütfen tartışma açmasın.Sünnetsiz toplumlardada penisin çalışma prensipleri aynıdır ve gayet sağlıklı aileler çoğunluktadır)

“Eee bu yazdıklarının Tanrıyla ne alakası var,hani Hıristiyan’lık,hani İslam.Zaten bu yazdıklarında mitolojik olaylar” dediğinizi duyar gibi oluyorum.Başlıktaki” Tanrılar”kelimesi o tanrının sizin tanrınız olduğu anlamına gelmez.Ama O onların Öbürü bizim tanrımız diye düşünmenizi de haklı kılmaz.Cahiliye devri,Mitoloji,Hayal mahsulü de diyebilirsiniz,o zaman sorun bakalım 1000 yıl sonra yaşayacak insanlarında şimdiki dinlere,yaşanan olaylara mitoloji deme hakkı varmı.

Devam Edecek...

Part 2:İslam'i Kurban ve Metafizik Teori...

Hiç yorum yok: