Binlerce yıldır,insanlık iyinin ve kötünün arasında sıkışıp kaldı;Tevrat insanın yaradılışından beri kötülükle savaştığını sandı ama zafer çoğu zaman kötülük tarafından kazanıldı…
Din bilimciler Tanrı ile Şeytan arasındaki anlaşmanın iç yüzünü anlamaya çalışıyorlar.Tanrı neden kötülüğe izin veriyor?Neden çocuklar ölüyor?Suçsuz insanlar zulüm görüyor?Hitler,Saddam,Stalin gerçekten kötümüydüler?Yoksa onlar dev bir sistemin birer parçasımı?Ya insanlık kendini yok etmeyi başarıp kötülüğü yenebilirse,iyilik kalırmı?İkisininde olmadığı bir dünya nasıl olur?
İncil’de “Eyüp kitabı”nın başlangıcında korkutucu ama aynı derecede ihtişamlı bir bölüm vardır;KÖTÜLÜĞÜN GİZEMİ bence burada saklıdır;ALLah ve ŞEYTAN karşılıklı konuşurlar ve Allah,Şeytan’a sorar;”Ve Rab Şeytan’a dedi;Nereden geliyorsun?Ve Şeytan Rab’ba cevap verdi;Dünyayı dolaşmaktan ve orada gezinmekten…(sonra Allah ve Şeytan bir anlaşma yaparlar).Eyüp peygamber çok acı çekecek ama sabredecektir,her şeyini kaybedecek ama Allah’a şükredecek,Şeytanı ise lanetliyecektir....(Allah’ın soğuk ve alaycı uslubuna dikkat)
Şeytan daima dolaşır;sınırları,çok büyük uzaklıkları aşar.Uydulardan onun hareketlerini takip edebiliriz.Uzaydan çekilen fotoğraflar aydınlık ve nettir fakat haritaların çoğunda lekeler ve birde büyük leke görülür.Üçüncü ve Birinci dünya ülkelerinin üzerinde kötülüğün damgası vardır.Kasırgalar,tayfunlar etkindir,kıtlığın,cinayetlerin, savaşın neden olduğu katliamlar yaygındır.Her yerde soykırım vardır;Gerçek buz gibi bir sonsuz boşluk olarak bizi sarar…
Sabah ve Akşam haberlerini medyadan izlerken,karşımızda doğasal kötülüğü buluruz(örneğin Bengladeş’te bir salgın,Kanserden peşpeşe ölenler,Aıds,Bir deprem veya bir kasırga)Acaba kim sorumludur?Doğamı yoksa onun eliyle Tanrının bize verdiği bir cezamı?Ya diğerleri?Gzegende yaşayan her erkek,her kadın,her çocuk ve her hayvan hatta bitkiler sürekli korku içinde,kötülüğün onları ziyaretini bekliyor.Kötülük size nerede olursanız olun kılığını değiştirip her an gelebilir.Acaba Güney doğuda bu gün kaç kişi ölecek?Orta Amerikada kitle ölümleri nerede olacak?Güney Afrikada ırk çatışmaları kaç kişinin yaşamına mal olacak?Kaç baba yada anne küçük çocuğunu öldürecek?Namus adlı ilkel güdü,kaç kişinin kanını içerek bir kez daha orgazma ulaşacak?Silah satış rakamları kaçları bulacak?Sadece daha lüks yaşamak için uyuşturucudan kazandıkları parayı arttırmak isteyenler,satışları arttırmak için daha neler yapacaklar?Sizin mahallede kaç hırsızlık ,kaç gasp,kaç Taciz ve tecavüz olacak,kaç kızın kafası kesilip çöpe atılacak?Kendi inancını birine kabul ettirmek için kolayca öldürmeyitercih edenler,hala Cennette yer bulacaklarını sanacaklarmı?KÖTÜLÜĞÜN MENÜSÜ çok zengin,O iyibir GURME…
Acaba kötülük son 5 yıl öncesinden dahamı fazla,yada 500 yıl öncesinden?Yakın geçmişin birkaç yılına bakarsak beklenmedik olaylarla dolu olduğunu görürüz;Komüniz’in çöküşü,ırk ayrımının sarsılması,soğuk savaşın bitimi ve nükleer silahsızlanmaya gidiş,büyük güçlerin tükenişi,Hitler,Stalin,Çavuşesku stili yöresel vahşetler,skandalların ve rezaletlerin genelde örtbas edilmesi ve vb…
Artık”TARİHİN SONU”ndayız.Batı ve çoğulcu demokratik sistem doruk noktasında;daha ötesi yok;Uydulu ve bilgisayarlı iletişim,küresel iş kavramının değişmezi olmuş durumda.İnsanlık “Görülecek şeyleri zaman bize azar,azar getiriyor ve nedenler ışığın kenarında beliriyor içinde değil”diyen Lucretius’un sözünü anımsıyor.Tüm olumlu gelişmelere rağmen,Dünya gittikçe kararıyor.(Yada zaten karanlığın içinde)…
İnsanın derinliklerinde yeri bilinmiyen bir yerde,belki bilinç altı uçurumlarında,kötülük olarak tanımlanan Şeytan’ın Tanrıyla eşit güçte olduğu korkusu ve kabusu vardır.İyiliğe giden kapı daha zor açılır;Bu yaklaşım bizi çok eski bir inanç olan MANAİZM’e götürür (M.Ö. 3.yüzyıllarda ZERDÜŞİZM’den kopan hem Allaha hemde Şeytan’a inanan mezhep)Dünya’da İlahi güçlerle Şeytani güçler arasında sürekli bir savaş vardır..1939 da 2.Dünya savaşı başladı;Albert Camus şöyle demişti;”CANAVARLARIN SALTANATI BAŞLADI”ama birkaç yıl içinde sona erdi.
“Farklı toplumlar farklı yüzyılların ürünüdür”.Buna karşın geçmiş yüzyılların etkilerinin hala günümüzdede sürdüğü söylenebilir.Bir insan bir yılan’ı pişmanlık duymadan öldürebilir çünkü yılan kötüdür,bu bir kültürün sonucudur.Bir Aryen Nazi için ise,bir Yahudi öldürülebilir,hatta bunun için sistemler oluşturabilir.Misissipi'de bir zenciye işkence edip,asabilirler.Bu örneklerde kişisel düşmanlıklar yoktur;kitlesel ve kültürel nefret geçerlidir.Öyleyse kültürel ve geçmişten gelen kültür birikimleri zararlı ve yok edicidir.Bu yüzyıl,bizlere Cehennemin nasıl olduğunu acıyla ve kanla öğretti.Kötünün kimyası,kurtuluş rüyalarını lanete dönüştürdü.İyi ve kötü,her insanın düşüncesinde kendi algısı düzeyinde hammadde olarak daima vardır.Kötülük gelir,çizgiyi aşar kişiyle buluşur ve kalp katılaşır,artık acımasızlık ve zulüm başlamıştır.
Acaba KÖTÜLÜK:TANRININ BİR BAŞKA YÜZÜmüdür.İyilik ve kötülüğün mücadelesi insanlık kadar eskidi;oran değişken sayılmaz,kötülük hep önde gidiyor;ölüm dünyada ilk kez bir cinayetle görülmüştü;Habil,Kabil!i öldürdü;Tevrat böyle başlar ve tüm dinler bunu böyle kabul eder.İki erkek vardır ve biri öbürünü katleder.Milyarlarca insanı denetlemekte zorlanmasını belki makul kabul edebiliriz ama daha henüz 4 kişi varken üstelik bunlardan enaz ikisi Peygamber’ken bir cinayetin meydana gelmesi şahsen benim onun adaletini sorgulamamı,hatta cinayete göz yumduğunu düşünmemi haklı kılmazmı?
O nun Şeytan’la yaptığı pazarlığın bilmediğimiz bir yönü varmı?Belki tanrının başka düşünceleri vardı?Belki Tanrı için insanlar hayvanlar gibidirler yani canlı,ilginç ve hatta besleyici.İnsanlık hayvanlara soykırım uyguluyor ve belki Tanrı da bize aynı yöntemi uyguluyor.Acaba çektiğimiz acıların Tanrı için başka bilinmeyen bir anlamımı var?Kötülüğü var eden Tanrı” kötülükten ben sorumlu değilim,her şeyi Şeytan yaptı”diyebilirmi?İlahi bir adaletten söz edeceksek KOZMOS’un orta yerinde mahkeme kurulmalı,tarihin tüm mazlumları birer birer dinlenmeli ve İLAHİ ADALET’in tarafsız YÜCE HAKİM’i Tanrı’yı yargılamalı ve tutanaklara geçmesi kaydı ile;”KARAR: TANRI AYAĞA KALK.Yaz kızım…Adına Tanrı denen,yaratıcı ve adil olduğunu iddia eden sanık;Tarafımızdan SUÇLU BULUNMUŞTUR”demelidir…
Sedat Derki:İddia ediyorum böyle bir mahkemede hiçbir avukat Tanrı’yı savunmaz...
1 yorum:
Gerçekten harika bir yazı. Kaleminiz daim olsun.
Yorum Gönder