1834 yılında kaşif ve gezgin Charles Texier,İzmir’e geldiğinde Bayraklı’nın arkasındaki tepede bulunan höyüğü görür görmez burayı”Tantalos’un Mezarı”olarak tanımladı.Pausanias’ın yazdıklarından ve tanımlamasından yola çıkmıştı.Mezarın Miken tarzı olmasının dışında fazla bir kanıtı yoktu.Yani yanılıyordu.Aynı türden tartışmalar Yamanlar dağı eteklerinde bulunan Eski İzmir kalıntıları hakkındada yapılmıştı.Tartışmalar 1945 yılına kadar sürdü.Oysa biraz daha batıda Antik Magnesia’ya doğru bakmak gerekiyordu.
Şimdi bir başka önemli kaynağa yöneliyoruz.Kaynak Roma’da İmparator Hadrian döneminde yaşamış olan Pausanias’tır…Pausanias bir deprem kronoloğudur ve görüldüğü kadarıyla Ege’ye olan ilgisi büyük boyuttadır.MÖ 373 de Achea’da bizzat yaşadığı depremden sonra depremleri araştırdığını söylüyor.Pausanias,depremlerin özelliklerini uzun uzun anlattıktan sonra şöyle diyor;”Sipil Dağı’nın üzerindeki kent yarığın içinde kayboldu sonra yarıktan sular fışkırdı ve oluşan göle Saloe adı verildi.Kentin kalıntıları halen gölün dibindedir ve görülebilmektedir”Yazar bize Kentin adını söylemiyor ama Romalı ansiklopedi yazarı Pliny,Magnesia bölgesinde bataklıkların altında Maeonia’nın antik baş şehrinin bulunduğunu yazar,kent deprem sonucu toprak tarafından yutulmuştur.Yine Pliny’e göre aynı yer,yani Spil adlı yer,Tantalis adlı Kutsanmış kentin olduğu yerdir.Beşinci yüzyılda yaşamış olan mitograf Pherecydes de Spil Dağı’ndaki Tantalos Krallığı’nın bir depremle yok olduğundan söz eder.Buradada Atlas/Tantalos benzerliği Atlantis/Tantalis olarak karşımıza çıkar.Ve sonuçlar aynıdır.
Magnesia’da(Manisa)pausanias’ın tanımladığı bir çok ipucu bulunmaktadır,çünkü Spil oradadır,Pelops’un tahtı,Tantalos’un gerçek mezarı,Saloe gölü oradadır.Ayrıca Hitit tarzı bir Ana tanrıça Kybele heykelide oradadır.Pausanias Spil Dağı’nın kuzeyinde bir çok tanrıların anası heykeli bulunduğunu ve Magnesia’lıların dediklerine göre bunların Tantalos’un oğlu Broteas tarafından yapıldıklarını yazar.İkinci önemli gönderme ise Tantalos’un oğlu Pelops’un tahtının Spil’de bir tepede bulunduğudur.Pausinias bunları söyler ve orada artık bir tapınağın bulunduğunu belirtir.1887’de gerçektende Spil eteklerindeki bir tepede,bir Tapınak bulundu ve bu tapınakta ana tanrıça inancının izleri vardı.
Bütün bu izler çoğaltılabilir.Peter James,Niobe Kayası’nı ve Yarıkkaya’nın ardındaki Sülüklü gölün Tantalis’in gölü olduğunu irdelemektedir.
1.Bir göl veya bataklık olmalıdır(Saloe)
2.Spil dağının kuzeyinde bir ova olmalıdır,
3.Tantalos’un mezarı yakınlarda olmalıdır,
4.Yarıkkaya yakınında su kaynakları olmalıdır,
4.Yarıkkaya yakınında su kaynakları olmalıdır,
5.Tantalos’un oğlu Broteas’ın yaptırdığı Kybele yakınlarda olmalıdır,
6.Pelops’un Tahtı kuş bakışı bakan bir yerde olmalıdır,
Bütün bunlar yerlerindemidir?
Çağlar boyunca bölgede korkunç depremler olmuştur,deprem dalgaları öylesine büyük değişimler meydana getirmiştirki adeta bölgeyi tersine çevirmiştir.Aynen Platon’un Atlantis’in yok oluşunu anlattığı gibi…Tarihçi Tacitus,MS 17’de tüm Lidya’nın sarsıldığını ve başta Sard olmak üzere 20 ünlü kentin yok olduğunu yazar.Spil ve Magnesia’da bu yıkımdan payını almıştır.Bunun anlamı geriye çok az bir izin kalabileceğidir
Ege’nin coğrafi yapısı ve Akdenizin sularının büyük bir depremle Karadeniz’e boşaldığının anlatıldığı “Tufan”Efsaneleride göz önüne alındığında ve Yunanistan’ın Santorini/Atlantis tezini dünyaya sattığı düşünüldüğünde.Çok daha fazla ipucunu barındıran Batı Anadolu/Atlantis tezi neden gerçek olmasın.Eğer gerçekten Atlantis’in üzerinde oturuyor ve yaşıyorsak,Atlantis’lilerin soluduğu havayı soluyorsak(Gerçi o zaman hava kirliliği yoktu)unutmamalıyızki sahip olduğumuz toprakların değeri çok daha fazladır.Ve biz çok genç bir Cumhuriyet olarak binlerce yıllık geçmişte varolan dev uygarlıkların yaşadığı topraklarda biz henüz hiçbir şey yapmış değiliz...
SON
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder